Bilindiği gibi ormanlar dünyamız, insanlar ve diğer canlılar için önemli ekosistemlerdir. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmada ormanların ve orman ürünlerinin önemi çok büyüktür: Çok büyük karbon stokları olan ormanların korunması, geliştirilip genişletilmesi ve işletilmesi, çevresel iyileşmeye ve insan sağlığının sürdürülebilmesine ve refahının artmasına ciddi katkılar sağlamaktadır.
Canlı ağaç ve bitki gibi varlıkların yanı sıra ağaçlardan elde edilen ahşap ürünlerde karbon tutma özelliklerini sürdürerek fosil yakıt ve malzemelerin oluşturduğu olumsuz çevre etkilerini azaltmaktadır. Oldukça düşük enerji sarfiyatıyla elde edilebilen ahşap ürünlerin birçok ülkede fosil kaynaklı ürünlerin yerine kullanımının artırılması, başta yeşil ekonomi perspektifi olmak üzere birçok sektör için temel bir yaklaşım haline gelmiştir.
Yeryüzünde yenilenebilir, yetiştirilebilir ve sürdürülebilir kaynaklara dayalı ahşap hammaddesi inşaattan mobilyaya, kağıttan kumaşa düşük enerji sarfiyatı ve emisyonlarla çevre dostu dışa bağımlı olmayan bir sanayi oluşturma ve kalkınma fırsatı sunmaktadır. Bu bakımdan Ormanlar, yakın ve uzak çevresinde yaşayan insanlara sağladığı ekolojik ve sosyal fayda ve avantajlarla beraber önemli bir hammadde kaynağı olarak sürdürülebilir kalkınmanın bir kaldıracı olarak değerlendirilmelidir.
Bu konuda İlgili sektör STK ları, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, SBB, ÇŞB ve akademisyenlerden oluşan bir kurumsal yapının bu potansiyeli doğru değerlendirip ülke yararına planlaması gerekmektedir. Cumhurbaşkanlığına bağlı Ormancılık ve Orman Ürünleri sanayii üst kuru oluşturulmasının çok faydalı olacağı kanaatindeyim..
Yapıda ahşap kullanımının çevresel etkilerine bakacak olursak; yapılan araştırmalar her bir metreküp ahşabın konut inşasında kullanılan diğer malzemelere göre yaklaşık 2 ton CO2 azaltma faydası sağladığını ortaya koymaktadır (1,1 ton CO2 atmosferde azaltım + 0,9 ton stoklanmış CO2 olarak). Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) göre bu rakamlar inşaat sektöründe malzeme olarak ahşap kullanımının artırılmasının küresel iklim değişikliğine nasıl olumlu katkılar sağladığının göstergesidir.
Ahşap yenilenebilir sürdürülebilir(yetiştirilebilir), yeniden kullanılabilir bir malzemedir ve doğal bir hammadde olarak dünyada ve ülkemizde yaygın olarak bulunmaktadır.
Günümüzde yapıda ahşap kullanımı uygulanan yapı kodları, alınan tedbirler ve kullanım yer ve yöntemleri itibariyle eskisi gibi yangın riski taşımamaktadır. Ahşap bilinenin aksine doğru kullanıldığında yangında çelik ve betondan daha güvenli olabilmektedir. Ahşap, hafifliği ve esnekliği bakımından da depreme karşı emniyetli ve dayanıklı yapılar sunabilmektedir.
Bizim orman varlığımız, yapıda daha çok ahşap kullanımı için yeterli midir sorusu akla gelebilir. Ülkemizin yaklaşık 1/3’ünü kaplayan orman alanlarımız ve gelişimi buna müsaittir.
Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre ormanlarımızdaki ağaç (ahşap) varlığımız yılda yaklaşık 47milyon metreküp artarak büyümekte, biz ancak 22 milyon metreküpünü kesip kullanmaktayız. Ve kullanımda birçok dengesizlik ve verimsizlik problemleri yaşamaktayız. Daha verimli ve dengeli kullanımla yerel ve genel kalkınmamıza çok büyük katkılar sağlayabiliriz. Plantasyon ve özel ağaçlandırmanın teşviki de önemli bir alternatiftir.
Bugün ABD-Kanada inşaat sektörü (ekonomi) orman kaynaklı ahşap malzeme sanayiine dayalıdır. Ekonomik değerler bizdeki demir-çimento göstergeleri yerine orada Kereste-Kontraplak (OSB) göstergeleri ile ölçülür. Konutlar, okullar ve kamu binalarının yüzde 95’inden fazlası ahşaptır. Bu oran Avrupa, Japonya, Çin gibi bölgelerde daha düşük olmasına rağmen yine de bize göre çok yüksektir. Bizde ise ahşap yapı yüzde 0,01’in (10 binde1) altındadır.
Modern ahşap yapılar dünyada hızla yükselmektedir. Çok kullanıcılı çok katlı ahşap binalar artık 30-42-74 katlarla anılmaktadır. Şu an Norveç’te ve Kanada'da 18 katlı ahşap binalar bitirilmiş daha yüksekleri inşa edilmektedir.
Tabi buna bağlı olarak da ahşap yapı malzemeleri çeşitlenmekte ve gelişmektedir. Çok katlı yapıların vazgeçilmez malzemesi CLT (Çapraz Lamine Ahşap bloklar), LVL (lamine soyma levhalar), Glulam (Lamine Kolon Kiriş) üretimi vs. birçok ürün üretilip kullanılmaktadır. Bizde bunlardan Lamine Kolon Kiriş bir miktar üretilmesine rağmen ciddi bir değer ifade etmemektedir.
Ülkemizde ormanlar ve plantasyon sahaları bir yeryüzü kaynağı olarak topyekûn ele alınarak orman ürünleri sektörü sürdürülebilir kalkınmanın lokomotifi haline getirilmelidir. Çünkü ülkemiz bu potansiyele sahiptir.
Ülkemizde ve dünyada barınma amaçlı konut ve sosyal amaçlı yapı ihtiyacı nüfus artışına paralel olarak sürekli artmaktadır. Ve maalesef büyük bir çevre tahribatına sebep olan fosil, mineral kaynaklı malzeme ve yüksek enerji tüketimli yol ve yöntemlerle konut vs. yapı üretimi doğamızı, kültürümüzü hem de sağlığımızı tehdit eder hale gelmiştir. Doğal olarak neredeyse sıfır maliyetle her saniye milyonlarca m3 üremekte olan orman ve ve ağaç varlığı sürdürülebilir yönetim anlayışıyla işletilerek şehirlerimizi yeniden ahşapla inşa etmenin ve yenilemenin mümkün olduğu bilim insanları tarafından ortaya konmuştur. (Timber City: Prof. Chad Oliver, Alan Organschi Yale Üni. ABD)
Ülkemiz için çözümü kendi geleneğimizde bulabiliriz. Çünkü bugün dahi parmakla gösterilen geçmişte en özgün ve mükemmel ahşap sivil mimariyi inşa etmiş bir gelenekten geliyoruz. Mesela ünlü mimarımız Doğan Kuban Geleneksel sivil mimarimizin dünyada benzeri olmayan bir özgünlükte dünya mimari tarihinde tek olduğunu belgelemiştir ve adınıda koymuştur “Türk Evi”. O, bir söyleşisinde “Türk Evi, çok özgün bir eser, aşık olunacak bir gelenektir. … Ahşaptır zira, yüksek olmaz. Tam yaşanılacak bir konuttur. Dünyada eşi benzeri olmayan bir konut konseptidir.” der. Kuban’dan başka Mimar Turgut Cansever, Cengiz Bektaş, Sadettin Ökten, H.İbrahim Düzenli, Çelik Erengezgin, Uğur Tanyeli gibi ülkemizin yetiştirdiği mimar ve kültür insanları da bunu teyid ederler. Şuan bu geleneği yitirmiş görünsek de gerekli kaynak ve bilgiye hala sahibiz. Ünlü bilim insanı ve Ahşap Yapılar uzmanı Erol Karacabeyli son sunumunda şunları söylemişti: “Kimliğimiz ahşap mirasımızda gizli, ahşap mirasımızı anlamadan ahşap yapılaşmayı başarmamız mümkün değil. Bugün geldiğimiz noktada ya bu mirastan ders alırız ya da şartlar böyle gerektirdi deyip betona mahkum oluruz. Ben ders almaktan yanayım” diyerek konunun önemini hem kültürel hem de bilimsel olarak ortaya koymuştur. Geçmiş mimari, malzeme ve yapım tekniklerini inceleyip özümsiyerek geleceği taklit ve kopyadan uzak özgün bir anlayışla yerli kaynak ve teknoloji ile daha ekonomik ve dışa bağımlı olmadan yeniden inşa etmek mümkün ve buna mecbu
Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de özellikle orman bölgelerinde Türk Evi kavramı ve mahalle mimarisi ve kültürü bağlamında güncel teknik ve malzemelerden de yararlanarak özgün mimari tasarımlarla ahşap ağırlıklı yatay (3-6 kat) yapılaşmaya geçilmelidir. Bu sürdürülebilir kalkınmanın yerelden genele yayılarak gerçekleşmesi prensibi için çok önemlidir. Kaynakların önce yerel kalkınma için kullanılması prensibi toplumların refahı ve huzuru için ihmal edilmemesi gereken bir prensiptir. Yerel kalkınma, istihdamı ve üretimi artıracak, maliyetleri düşürecek dolayısıyla nihai ürünlere rekabet ve ihracat gücü kazandıracaktır. Tüm Karadeniz bölgesi ve yakın çevresinde seçilecek birkaç şehir, ilçe ve köyleri ile gerek doğal orman kaynakları ve gerekse kültür ve ekonomik imkânları ile bu öneri için çok uygun bir pilot bölge olma niteliğindedir.
M.Celalettin Akça
Ulusal Ahşap Birliği UAB Yön. Kur. Üyesi Genel Sekreter
TORİD Yön. Kur. Üyesi
23.10.2018
Comments